VW CEO’su Ferdinand Piech, 1997’de A-Serisi ile “kendi” pazarını işgal ettiği için Mercedes-Benz’e sinirlenmişti. Bu yüzden Mercedes-Benz’in amiral gemisi S-Serisi alanını Phaeton ile işgal etmeye karar verdi.
“Halkın arabası” Phaeton’u üretince, VW modelleri arasında boşluk kaldı. Köprü? E-Serisi gibi görünen, C-Serisi boyutlu bir Passat.
VW, Passat’ın sekiz silindirli 4L, 275 BG dört çeker versiyonunu 2001’de çıkardı. Passat W8, V6 Passat ile Phaeton arasındaki boşluğu kapatmayı amaçlıyordu. Ancak olmadı.
Dış tasarımında pek farklı olmasa da iç tasarımı daha lükstü. O kadar kaliteliydi ki, direksiyonun tam ortasından size bakan o logo olmasaydı bir Audi’de olduğunuzu düşünürdünüz.
Passat W8’in asıl farkı kaputun altındaydı.
W tip motor nedir?
W şekli, aynı krank milini kullanan üç ila dört sıra silindirden gelir ve esasen bir çift V motoru oluşturur. Passat’ta kullanılan W8 motorun temeli de VR motordu.
İki V motorun, silindir sıralarının 72 derecelik açıyla birleştirildiği W formu sayesinde motorun uzunluğu 42 cm, en ve yüksekliği 70 cm ile sınırlandırılmış.
Bu yapı sayesinde Passat’ın motor havuzunda herhangi bir değişiklik olmadan W8 motor sığdırılmış.
Silindir başına dört subaplı motorun titreşimsiz çalışabilmesi için iki adet dengeleme mili (şaft balansı) kullanılmış.
Değişken zamanlamalı supap sistemi sayesinde de düşük devirlerde elde edilen tork yükseltilmiş.
W8 motor nedeniyle Passat’ın burnunun daha ağır olması beklenirdi. VW mühendisleri motoru yüksek silika içerikli alüminyumdan dökerek daha az ağırlıkla istedikleri dayanıklılığı sağlamış.
Standart olarak 4Motion, Tiptronic beş ileri otomatik veya 6 ileri manual, bi-xenon farlar, 16 inç jantlar, sunroof, ön, yan ve perde airbagli güvenlik paketi ile satılıyordu.
W8’in fiyatı V6’ya göre nedeyse 2 katıydı (Türkiye fiyatlarını bulamadık). Yorumlara göre doğru düzgün bir 5 serisi rakibi de olamamış. Muhtemelen yurtdışındakiler de “o paraya Passat mı alınır?” diye düşünmüş.
Yılda 5 bin adet satılacağı planlanmış. Ancak satılmamış.
Siz ne düşünüyorsunuz? Gerekli bir model miydi yoksa tamamen genel müdürün hırsı nedeniyle ortaya çıkmış ve ölü doğan bir model miydi? Yorumlarda tartışalım.