Mercedes-Benz S-Serisi lüks ve teknoloji için her zaman bir mihenk taşıydı, ancak Mercedes-Benz W126 çıtayı daha da yükseltti.
Mercedes-Benz S-Serisi, on yıllardır otomotiv teknolojisi için bir ölçüt olmuştur. Bu lüks sedanlar her zaman Alman markasının ileri görüşlü tasarım anlayışının en iyi ürünü oldu ve birçok yenilik ilk defa bir S-Serisi otomobil ile dünyaya merhaba dedi. Anavatanında, “Sonderklasse” yani “Özel Sınıf” olarak anılan Mercedes-Benz w126 gerçekten de çok özel bir nesil.
Amiral gemisi olmak için üretilmiş bir otomobil
S-Sınıfı isimlendirmesini resmi olarak taşıyan nesillerin ikincisi olan Mercedes-Benz w126, çok popüler olmuş W116’nın ardından piyasaya çıktı. Altı yıllık bir AR-GE sürecinin ardından 1979’da piyasaya sürülen bu model, Mercedes-Benz şirketini önündeki on yıla taşımak ve üç köşeli yıldızın amiral gemisi olmak için üretilmiş bir otomobildi. Tasarımcıları W126’nın güvenlik, teknoloji ve verimlilik alanlarının tartışılmaz lideri olmasını amaçlamışlardı. Özellikle verimlilik konusu, 1973 tarihinde başlayan petrol krizinden sonra çok önemli bir gündem maddesi haline gelmişti.
Mercedes bu modelini, bir önceki model olan W116’ya göre yakıt tüketimini en az %10 azaltmayı hedefleyen yeni “Verimli Enerji” konsepti içinde geliştirdi. Bu çerçevede yeni alaşımlar ile üretilmiş gövde panellerinin ve motor bileşenlerinin kullanımı ile yeni otomobilin ağırlığı önemli ölçüde azaltıldı. Prototip Mercedes-Benz w126 otomobilleri, aerodinamik sürtünmeyi azaltmak için yüzeylerinin yeniden şekillendirilmesi amacıyla rüzgar tünellerinde uzun bir süre test edildiler. Mercedes-Benz tarihinde ilk defa olmak üzere, çok fazla ağırlığa sahip oldukları ve aşırı rüzgar direncine neden oldukları için geleneksel krom tamponlar olmadan lüks bir sedan piyasaya sürüldü.
Güvenliğin öncüsü
Mercedes-Benz şirketi, W126’nın dünyanın en güvenli otomobillerinden biri olması amacındaydı ve bu nedenle en son bilimsel gelişmeleri çarpışma koruma sistemlerinde kullandı. Bugün için olmazsa olmaz kabul edilen hava yastığı ve çekiş sistemleri bir Mercedes modelinde ilk defa W216 modelinde kullanıldı.
Selefi W116, ABS ile donatılmış ilk binek otomobildi, ancak yeni Mercedes-Benz w126 kaza anında kilitlenen emniyet kemerleri sunan ilk araç olacaktı. Bu akıllı sistem sayesinde otomobilin sensörleri bir kazayla sonuçlanabilecek koşulları algılayarak emniyet kemerlerinin gevşemesine engel oluyor ve yolcuları kaza anında koruyordu. Kapsamlı çarpışma testleri ve simülasyonlar bu hayat kurtarıcı teknolojilerin değerini kanıtlamıştı. S-Serisi 1988 ve 1989 yıllarında ABD Karayolu Kaza Verileri Enstitüsü’nün “Yılın En Güvenli Yolcu Otomobili” ödülünü iki defa kazandı.
Donanım paketleri tatminkar
Tahmin edilebileceği üzere Mercedes-Benz S-Serisinin hitap ettiği müşteri tipi, hem şoförlü yolcusu hem de sürücüsü olarak otomobilinden fazlasıyla talepkar olabiliyordu. W126, müşterilere yeni lüks otomobilleri için birçok seçenek sunan yedi donanım paketiyle piyasaya verildi. Uzun dingil açıklığına sahip modeller, arka yolculara uzanma alanı sağladı. V8 modelleri uzun mesafeli seyirler konusunda rakipsizdi. Daha sonra tasarlanan Coupe varyasyonu ise olaya ayrı bir çekicilik katacaktı.
Lüks ve konfor, S-Serisi DNA’sının şimdi olduğu gibi o zaman da önemli bir parçasıydı. W126, soğuk günler için ısıtma opsiyonlu da alınabilen sekiz aşamalı elektrikli ayarlanabilir koltuk sunan ilk Mercedes-Benz olmuştu. Hava akışını açık pencerelere veya açılır tavan penceresine göre ayarlayabilen son teknoloji bir otomatik klima kontrol sistemi de sipariş sırasında otomobile eklenebilen opsiyonlar arasında bulunuyordu.
500 SEL ve 560 SEL modellerinde siparişe bağlı olarak arka orta koltuğun kaldırılması ile buraya konulabilen cevizden yapılma bir konsol ekstra bir refah sağlayabiliyordu. 2 + 2 düzenlemesi, zamanının şoförlü iş adamları arasında popüler oldu. Gelgelelim W126’nın en üst noktadaki lüks özelliği, bazı modellerde sunulan hidropnömatik süspansiyondu. Bakımı ihmal edilmiş ve aşınmış yol yüzeylerinde bile bir “uçan halı” sürüşü sağlayan bu özellik artık S-Serisi’nin her neslinin sahip olmaktan gurur duyduğu bir imkan.
AMG yine sahnede
Fabrikanın sunduğu çeşitli donanım paketlerine rağmen, bazı müşterilerin daha özel talepleri de olabiliyordu. Daha sonra Mercedes-Benz bünyesine katılacak AMG o dönem bağımsız bir şirketti ve Mercedes-Benz modellerini, otomobil sahiplerinin taleplerine göre tekrar şekillendiriyordu. AMG; Mercedes-Benz w126 için de hem motor güçlendirme paketleri hem de gövde kitleri üretmişti.
Altı kapılı bir W126 limuzin de sipariş seçenekleri arasındaydı ve dünyadaki birçok ülke lideri tarafından kullanıldı. Bu devletlerin büyük kısmı Trasco Bremen adında bir şirketin müşterisi oldu. Bu şirket, bir saldırı ihtimaline karşı genişletilmiş S-Serisini tekerlekli bir kaleye dönüştürüyordu. Eklenen kurşun geçirmez pencereler, zırhlı kapılar, kurşuna dayanıklı lastikler ve sızdırmaz yakıt depoları söz konusu Mercedes-Benz w126 modellerinin olası tehlikeli durumlardan kaçabilmesini ve değerli yolcularını koruyabilmesini sağlıyordu.
W126 S-Serisi isteğe göre değişik güçte bir kaç değişik motor ile gelebiliyordu ancak bu konuda tartışmasız kral 1985 yılında piyasaya verilen 560 SEL oldu. Bu tekerlekli sray, 272 beygir gücünde 5.5 litrelik bir V8 motor kullanarak sıfırdan 100 kilometreye sadece 6,9 saniyede ulaşabiliyordu. Kanun düzenlemeleri kısa süre sonra bir katalitik konvertörün eklenmesini mecbur kılsa da, bu değişiklik aynı hıza ulaşmayı sadece 7,2 saniyeye çıkardı.
En popüler S-Serisi
Resmi olarak Mercedes-Benz W126 S-Serisinin üretimi 1991 yılında sona erdi ancak Güney Afrika’da bir fabrikanın 1994’e kadar üretime devam ettiği biliniyor. Toplam 818.036 adet otomobil üretimi ile W126, S-Serisi’nin bugüne kadarki en popüler nesli oldu.
Gerçekten de Sonderklasse olarak adlandırılmaya layık bir otomobil.