Mercedes-Benz 500E (W124). 5L, 322 BG, 480 Nm, 4 ileri otomatik. Takım elbise giymiş sporcu.
“Hayatının geri kalanında tek bir otomobil sürecek olsan ne seçerdin?” sorusunun cevabı olarak bu otomobili söyleyebilirim.
Lexus LS400 ve BMW M5. İki sedanın performansı ve genel rekabet gücü, Mercedes’in o sırada ABD’deki lüks otomobil pazarındaki stratejisini yeniden düşünmesine neden oldu. LS400 rakiplerinin neredeyse yarı fiyatına ve güçlü V8 motor ile giriş yapmıştı.
Mercedes harekete geçti. O an güncel olarak W124 vardı. Buna V8 motor eklemeye karar verdiler. Fakat bir sorun vardı. V8 motor W124’ün tasarımına sığmıyordu. Mercedes-Benz’in mühendis ekibi yeni S-Serisi’nin geliştirilmesiyle meşguldü.
Mercedes önce AMG’ye ulaştı, ancak marka, Mercedes-Benz’in istediği agresif günlük üretim talebini karşılayamadı. Bunun üzerine Mercedes, kapasite taleplerini karşılayabilecek Porsche’ye ulaştı.
Porsche; W124 şasisini, SL’de kullanılan 5.0L V8’e ve süspansiyonda gerekli değişikliklere uyacak şekilde yeniden tasarlaması için görevlendirildi.
Porsche bu anlaşmaya resmen atladı. Çünkü 959 üretimi sona ermişti. 911 satışları da iyi değildi. 500E projesi onlara cankurtaran oldu.
Porsche, W124’e V8 sığması için kaput altında yer açtı. SL’in neredeyse tüm yürüyen aksamını 500E’ye aktarmaya çalıştılar. Bunların sığması için çamurluklar genişletildi. İç mekanda da değişiklik yaparak geniş şanzıman tünelinin geçişi sağlandı. Porsche ayrıca aracın güvenlik testlerini de gerçekleştirdi.
Hepsinden daha ilginci, 500E’nin üretim süreciydi.
Porsche’nin dokunuşlarıyla W124 genişlemişti. Bu haliyle Mercedes’in kendi üretim hattına sığmıyordu. Porsche’ye bir de montaj görevi verildi. Fabrika boş kaldığı için Porsche bu görevi de memnuniyetle kabul etti.
500E el yapımı bir model. Mercedes ve Porsche fabrikaları Stuttgart’ın farklı bölgelerindeydi. Mercedes, Porsche’ye çıplak şasiyi yolluyor, Porsche gerekli modifikasyonları yapıyor, Porsche’den Mercedes’e boya için gidiyordu. Boyanan şasi Porsche’ye geri dönünce Porsche de motoru, gövde panellerini, iç aksamı vd. monte ediyordu. Tüm bu montaj, test, kalite kontrolü falan derken bir otomobilin üretilmesi 18 gün sürüyordu.
Tüm bu zahmete değdi mi? EVET! 500E o zamanlar bile genç klasik olarak anılıyordu. 135.000 Alman Markı veya 300E’nin fiyatının iki katından fazla olan lansman fiyatı ile Benz, yılda yalnızca 3.000 satış hacmi tahmin etmişti.
ABD’de 90 bin dolar civarı son derece yüksek bir fiyata sahipti. BMW M5 o dönemde 65 bin dolara satılıyordu. 1990-95 yılları arasında yalnızca 10.479 adet üretildi.
Kağıt üzerinde 500E, yalnızca 10 beygir gücü farkıyla BMW M5 ile performans açısından daha iyiydi.
500E’nin sürüşü yorumlara göre herhangi bir Mercedes-Benz gibiydi. Gayet rahattı. Sessiz kabini ve keskin sürüş dinamikleri kaçla gittiğinizi hissettirmiyordu.
500E spor sedan gibi hissettirmiyordu. Zaten Mercedes-Benz’in amacı da buydu. Eleştirmenlerin, gazetecilerin ve otomobil sahiplerinin ortak kanısı bu otomobilin mükemmel bir lüks otomobil olduğu yönünde.
