BMW üretimi E9 kasa kodlu coupe modelleri, muhtemelen şimdiye kadar Münih’teki fabrikanın kapılarından çıkmış otomotiv tasarımının en güzel örnekleridir.
Sadece Alman otomobillerinin değil, genel olarak otomobil tarihinde net bir şekilde kilometre taşıdır bu modeller; tarihin ve insanlığın en önemli başarılarından biri olduğunu söylersek abartmış olabilir miyiz bilmiyoruz. Daha da övgüye değer olan başka bir durum daha var: Örneğin Jaguar E-Type gibi pek çok diğer tasarım harikasının aksine, E9 Coupeleri her revizyon ve makyajla daha da cazip hale gelmiştir.
BMW E9 Coupe Doğuyor
Bavyera Motor Fabrikaları, 1968’de yeni amiral gemisi coupe 2800 CS modelini piyasaya sürerek bu modelin tarihini başlattı. Yerini aldığı 2000 CS modelinde olmayan çok sayıda özellik eklendi; Motor fazladan iki silindir kazandı ve beygir gücünde neredeyse %50’lik bir artış oldu. 2.8 litrelik altı silindirli motor 170 beygir güce ulaştı.
Bu yeni motora uyum sağlamak için dingil mesafesinin uzatılması gerekiyordu ve bu da aracın yüksek hızlarda yol tutuşunu artırdı. Yeni otomobil ayrıca 2000 CS’den daha hafifti ve bu da performans iyileştirmeleri hanesine bir artı olarak geçti.
BMW motoru kullanan bu modeller sizi şaşırtacak.
BMW ayrıca bugün artık ikonik haline gelen ikiz farlarını da araca ekledi. Orjinal 2000 CS modelinden kalan tek şey muhteşem arka tasarımı olmuştu. 2800 CS’nin piyasaya sürülmesinden önceki yıllarda Mercedes lüks otomobil pazarında BMW’yi geride bırakmıştı. Ancak BMW’nin bu coupe modelini piyasaya sürmesi, ilgili piyasadaki Mercedes üstünlüğünü değiştirmek konusunda ciddi olduğunun ilk işaretiydi.
Modeli sürekli iyileştirmeye odaklanan BMW, 1971’de 2800 CS’yi 3.0 CS ve 3.0 CSI ile daha da geliştirdi. Yeni otomobiller, 2800 CS’de kullanılan M30 motorunun hacmi genişletilmiş versiyonlarına sahipti ve bu sayede araçların motor kapasitesi 3 litreye ulaştı. CS modeli 180 beygir gücüne sahipken, daha yüksek hacim ve yakıt enjeksiyonundan yararlanan CSI’nin 200 beygiri vardı. Neyse ki dış görünümü aynı kaldı ve herkesin o güzel araca bakmaya devam edebilmesi mümkün oldu.
BMW Bütün Hünerlerini Gösteriyor: 3.0 CLS
O ana kadar, E9 nesli coupeler nispeten az sayılabilecek değişikliklere uğramıştı. 1972’de 3.0 CSL’ nin piyasaya sürülmesiyle yapılanlara kıyasla sadece küçük mekanik ve görsel iyileştirmeler yapılmıştı. Pavlovcu bir tepkinin ne olduğunu anlamak istiyorsanız, işini bilen bir otomobil tutkununa “özel homologasyon” kelimelerini söyleyin. Gözle görülür şekilde kendinden geçecektir.
BMW tutkusunun bir başka olduğunu söylemiş miydik? Tabut yerine BMW X6 ile gömülen iş insanı
CSL ye yapılan tam olarak buydu. Çoğu durumda L, BMW’ler için uzun dingil mesafesini belirtir, ancak burada, Almanca “hafif yapılı ” demek olan “Leichtbau” kelimesini ifade eder. Kilo kaybı çok fazlaydı; BMW’nin Bavyeralı üstün beyinleri ana gövde kabuğu için daha ince çelik, pencereler için perspex ve kapılar, kaput ve bagaj kapağı için alüminyum alaşım kullandı. Son olarak birçok süslemeyi ve tüm ses yalıtımını kaldırdılar.
Bütün bunların sonucu araçtan eksiltilen 136 kg oldu. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi Münihli mühendisler kapasitede şaşırtıcı bir 7cc artış sağlamak için silindir hacmini bir kez daha genişlettiler. Bu son işlemden sonra artık CSL üç litre üstü yarış kategorisinde yarışabilecek duruma gelmişti.
Bu yazımız da ilginizi çeker: Yer uçağı Alpina B10 Bi-Turbo
BMW E9 Coupe Zirveye Çıkıyor
1973 yılı CSL modelinin zirvesini gördüğü yıl oldu : Motor kapasitesinin daha artarak 3.2 litreye yükseltilmesi ve monolitik bir hava engeli, ön çamurluklar boyunca uzanan kısa kanatçıklar ve görsel olarak tüm zamanların en radikal aerodinamik paket seçeneklerinden birinin eklenmesi CSL’nin özelliklerine özellik kattı. Mükemmel tavan spoyleri ve bir yarış otomobil olduğunu cümle aleme ilan etmek için konmuş uzun bir arka kanat ise işin cabasıydı.
Arabaya o kadar çok karakter ve saldırganlık kattı ki bu sayede harika bir lakap kazandı: Batmobil doğdu. Batman gerçek olsa otomobili olmaya layık tek araç ancak BMW 3.0 CSL olabilirdi. Lakabının sadece bir efsane değil de bir gerçek olduğunun kanıtı 1973 Avrupa Binek Otomobiller Şampiyonası’nı, aynı yıl Le Mans yarışında sınıfını ve 1975’ten 1979’a kadar her yıl Avrupa Binek Otomobiller Şampiyonası’nı kazanması oldu. Gerçekten o dönemde rakipsiz bir araçtı.
Tacına son bir elmas eklemek ve 3.0 CSL’nin ne kadar güzel olduğunu hiç ihtiyacı olmadığı halde yine ve yeniden kanıtlayabilmek için son bir ayrıntıyı daha ekleyelim: 1975’te sanatçılar Alexander Calder ve Frank Stella’nın ilk iki BMW Sanat Otomobili için 3.0 CSL modelini kullandılar. Zaten öyleydi ama bir sanat eseri olduğuda bu sayede ayrıca tescil edilmiş oldu.